İnternette yazmanın bizim kuşak arasında popüler olduğu bir dönemdeyiz. Hepimiz bir şeyler anlatıyor, başkaları tarafından takip edilmek ve beğenilmek istiyoruz. Oysa farkında olmadığımız bazı durumlar var. Bunların başında da yazı yayınlayacağız, fotoğraf paylaşacağız, check-in yapacağız derken kısaca internette online olurken hayatta pasif durumda kalıyoruz ya da yaşadığımız anın tadını alamıyoruz.
Eğer bu yazıyı okuyan bir kişi bile olursa (ki bundan emin değilim :)) diyecektir ki sen bu kadar eleştiriyorken neden yazıyorsun. Bu yazı benim blogum için ilk yazım olsun diye yazdığım giriş niteliğinde bir yazı. Ben blog yazılarımı oluştururken başkaları okusun ya da popüler olsun diye yazmayacağım. Buraya yazdıklarım tamamen benim etkilendiğim, hoşlandığım, kızdığım, öğrendiğim yani kısaca unutmak istemediğim şeyler olacak. Hepi topu 60 yıllık bir yaşam sürecekken ve hali hazırda bunun üçte birini bitirmişken kimseye verecek bir dersim, bir öğüdüm yok ve olmayacak da.
Dünyanın en başarılı, en bilgili, en kültürlü insanı değilim. Sadece hiç umudum olmasa da yazdığım şeylerle insanları heyecanlandırmak isterim. Yine de hayal kırıklıklarım yok benim öyle olmazsa da burası ben ölene kadar sadece benim için olur ve öldükten sonra da eğer birazcık şanslı isem beni anlamak isteyen merak eden ve seven insan ya da insanlara sahip olursam bir süre için onlara ait olur. Hayatlarımızı anlamlandırabilmek dileği ile :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder